İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’nın siyasi haritası devamlı değişmektedir. Çekoslavakya ve Yugoslavya dağılırken, Almanya birleşirken, Avrupa Birliği (AB) devamlı suretle genişlemektedir. 6 üyeyle kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) 27 üyeli bir topluluğa evrilirken, süreç de devam etmektedir. Genişleme, kalıcı ve sürekli bir unsur olarak her daim Avrupa gündemindedir ve en çok speküle edilen politika alanlarından da biridir. Genişleme politikası, ilgili ülkelerin AB’ye tam üye olmaya hazırlanmaları ve AB’nin de buna hazırlıklı olmasıdır. Bu nedenle, AB genişleme konusunda iyi tasarlanmış bir kurumsal çerçeveye sahiptir. Öte taraftan “AB sadece genişlemektedir” demek de doğru bir önerme değildir. Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması son zamanların en keskin sınamalarından biri olsa da Cezayir, Grönland ve Saint Barthélémy vakaları, AB’den ve onun selefi kurumlardan çıkış konusunun tamamıyla yeni bir fenomen olmadığını göstermektedir. Bu makalenin amacı, AB bağlamındaki katılım ve çıkış olgularının kurumsal çerçevelerini ve tarihsel arka planlarını ortaya koyarak bir kıyasa imkân vermektir. Kuramsal tartışmalar, betimleyici bu çalışmanın maksadı dışındadır ve düşünceyi teşvik hedeflenmektedir.
The European political map has been constantly changing since the World War II. The Czechoslavakia and Yugoslavia dissolved, Germany reunited and the European Union (EU) has been expanding. The original European Economic Community (EEC) has grown from 6 to 27 members and the process has been on-going. Enlargement is a permanent and continuous item on the EU agenda and by far one of the most speculated policies. Enlargement policy aims at preparing the countries concerned to become full members of the EU when they, as well as the EU, are ready. Therefore, EU has provided a well-designed institutional framework for enlargement. Nevertheless, it doesn’t necessarily mean that EU enlarges only. Even though United Kingdom's EU departure represents the sharpest challenge of recent times, the cases of Algeria, Greenland and Saint Barthélémy show that withdrawal from the EU and the institutions that preceded it, is not an absolutely new phenomenon. The objective of this article is to depict and to compare the institutional framework and the historical background of the enlargement and withdrawing facts. A discussion of theorization falls outside the scope of this illustrative paper and it is aimed to provoke thinking.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Kabul Tarihi | 19 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021Cilt: 5 Sayı: 1 |